20. yüzyıl dünya tarihine bakacak olursak, önemli dönüm noktalarını içeren üç ana olayı ele almak gerekir: Dünya Savaşı, Soğuk Savaş ve çağdaş olaylar. I. Dünya Savaşı, Avrupa’nın 1914’te patlayan savaşıdır ve nedenleri, sonuçları ve etkileriyle tarihe damgasını vurmuştur. Soğuk Savaş dönemi, 1947-1991 arasında Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki gerilimler, NATO ve Varşova Paktı’nın kurulması ve Küba Füze Krizi’yle tanınır. Çağdaş olaylar ise uluslararası terörizm, Ortadoğu’da yaşanan çatışmalar ve Rusya ve ABD arasındaki gerilimler gibi konuları içermektedir.
Dünya Savaşı
Dünya Savaşı, dünyanın en kanlı savaşlarından biridir. Başlıca nedenleri arasında askeri yarışlar, uluslararası güç mücadelesi, milliyetçilik, ittifaklar, silahlanma yarışı ve ekonomik rekabet sayılabilir. Savaşın sonuçlarından biri, Avrupa’da güç dengesi ideolojisinden vazgeçilmesi oldu. Ayrıca, savaşın sonucunda Alman İmparatorluğu dağıldı ve yeni uluslar ortaya çıktı. Savaşın etkileri tarihi, siyasi, sosyal ve kültürel açıdan olmuştur. II. Dünya Savaşı öngörülebilir olmasına rağmen, I. Dünya Savaşı’nın yarattığı sonuçlar nedeniyle gerçekleşmiştir. Savaşın ardından, dünya tarihi büyük bir değişim yaşamıştır.
Soğuk Savaş
Soğuk Savaş dönemi, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki gerilimlerle doluydu. Her iki ülke de askeri, ekonomik ve siyasi çekişmelere girdi. Bu dönemde kurulan NATO ve Varşova Paktı da bölgesel çatışmaların yaşanmasına sebep oldu. Ancak Soğuk Savaş’ın en ünlü olaylarından biri, Küba Füze Krizi idi.
Küba Füze Krizi, Sovyetler Birliği’nin Küba’ya nükleer füzeler yerleştirmesiyle başladı. ABD hükümeti, Sovyetler Birliği’nin füzelerinin Küba’da olduğunu keşfettiğinde, halkı ve dünya liderlerini bilgilendirdi. Kriz, ABD Başkanı John F. Kennedy’nin Sovyetler Birliği’ne karşı tutumları ve kararlarıyla tırmanışa geçti.
- Küba Krizi sırasında, ABD Donanması, Küba’ya gelebilecek Sovyet gemilerinin engellenmesi için abluka uyguladı.
- ABD Savunma Bakanı Robert McNamara, tarihlerin en gergin kabine toplantısında, füzelerin fırlatılmadan önce yok edilmesine karar verdi.
- Karayılan Operasyonu, ABD’nin Küba’yı işgal etmek için hazırladığı planlardan biriydi. Ancak plan uygulanmadı.
- CIA’nın Küba Krizi’ndeki rolü de çok tartışıldı. Bazı kaynaklar, CIA’in krizin başlangıcından beri füzelerin varlığından haberdar olduğunu iddia ediyor.
Soğuk Savaş’ın en önemli sonuçlarından biri, dünya nükleer silah yarışıydı. ABD ve Sovyetler Birliği, dünya üzerindeki tüm ülkeleri tehdit eden nükleer silah stoklarına sahipti. Kriz sonrasında yapılan anlaşmalarla birçok ülke, nükleer silah üretimi ve yayılımına karşı mücadele eden organizasyonlara üye oldu.
Küba Füze Krizi
Küba Füze Krizi, 1962 yılında ABD ve Sovyetler Birliği arasında gerçekleşen bir krizdir. Bu kriz, Sovyetler Birliği’nin Küba’ya nükleer füzeler yerleştirmeye çalışması ve ABD’nin buna yanıt vermesi ile başlamıştır. İki ülke arasındaki gerilim tüm dünyada büyük bir endişe yaratmış ve nükleer bir savaşa kadar varabilecek bir durum yaratmıştır.
ABD, Sovyetler Birliği’ne Küba’ya yerleştirilen füzelerin kaldırılmasını talep etmiş ve tüm yasal tedbirleri alarak Sovyet gemilerinin Küba’ya giden yollarını kesmiştir. Dünya nükleer bir savaşın eşiğindeyken Sovyetler Birliği, füzeleri geri çekmeyi kabul etmiştir.
Küba Füze Krizi, dünya tarihinin en tehlikeli dönemlerinden biridir ve nükleer savaşın ne kadar korkunç bir sonuç doğurabileceğini bir kez daha hatırlatmıştır.
Karayılan Operasyonu
ABD, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin Küba’daki nükleer füze tehdidini ortadan kaldırmak için bir dizi operasyon planladı. Planlar arasında Karayılan Operasyonu yer alıyordu. Bu plana göre Küba’ya paraşütle atlamak suretiyle bir grup anti-Castro gerillası, Küba içindeki devrimci güçleri etkisizleştirmek ve sürgündeki Kübalıları teşvik etmek amaçlanmıştı.
Operasyonun başarısı için gizli bir şekilde finanse edildi ve uygun ekipman ve malzemeler sağlandı. Ancak operasyon sırasında öngörülen saatte paraşütler açılmadı ve askerlerin çoğu yakalandı veya öldürüldü. Operasyonun başarısızlığı, Amerika’nın imajına zarar verdi ve Batı Yarımküre’deki ülkeler arasında Amerika’nın desteğini sorgulayanlar oldu.
Merkezi İstihbarat Teşkilatı
Merkezi İstihbarat Teşkilatı veya kısaca CIA, Soğuk Savaş sırasında ABD hükümetinin gizli istihbarat örgütü olarak faaliyet göstermiştir. CIA, hem doğrudan hem de aracılık yoluyla Küba’nın istikrarsızlaştırılması için çaba sarf etti. CIA, Küba lideri Fidel Castro’yu devirmeyi amaçlayan bir dizi girişimde bulundu. Ancak, aşırı muhafazakar bir Küba müttefiki olan Anastasio Somoza’nın başarısızlığına rağmen, CIA tarafından yerleştirilen birçok kişi Mahoney başarılı oldu. CIA ayrıca ülke genelinde bilgi topladı ve bu bilgileri ABD hükümetine raporladı.
Varşova Paktı
Varşova Paktı’nın kuruluşu ve Sovyetler Birliği’nin Doğu Avrupa’daki varlığı.
Varşova Paktı, 1955 yılında Sovyetler Birliği’nin Doğu Avrupa ülkeleriyle imzaladığı bir savunma ittifakıdır. NATO’ya karşı bir cevap olarak kurulan bu pakt, Çekoslovakya, Polonya, Doğu Almanya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Sovyetler Birliği’ndeki silahlı kuvvetleri kapsamaktaydı.
Varşova Paktı, Doğu Avrupa ülkelerini Sovyetler Birliği’nin egemenliği altında birleştirmeyi amaçlamıştı. Bu ittifak sayesinde Sovyetler Birliği Doğu Avrupa’da askeri varlığını güçlendirirken, Amerika Birleşik Devletleri ise NATO’nun kontrolü altında Batı Avrupa’da bulunuyordu.
Varşova Paktı ülkeleri, Sovyetler Birliği’nin liderliği altında gelişen sosyalist ideolojiyi benimsemişlerdir. Paktın kurulmasından sonra, Doğu ve Batı arasında bir silahlanma yarışı başlamış ve bu durum Soğuk Savaş döneminin en belirgin özelliklerinden biri olmuştur.
Varşova Paktı, 1991 yılındaki Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sona ermiştir. İttifakın sona ermesi, Doğu Avrupa ülkelerinin demokratikleşmesi ve Batı ile birleşmesi için bir fırsat yaratmıştır.
Çağdaş Olaylar
Çağımızda dünya genelinde birçok önemli olay gerçekleşti. Uluslararası terörizm, özellikle 11 Eylül saldırıları sonrası tüm dünya için büyük bir tehdit haline geldi. IŞİD başta olmak üzere birçok terör örgütü masum insanların hayatlarını kaybetmesine sebep oldu. Ortadoğu’daki çatışmalar da hala devam etmektedir. Suriye İç Savaşı, Irak Savaşı, İran’ın nükleer programı ve İsrail-Filistin çatışması, bölgedeki istikrarsızlığı artıran etkenlerdir. Rusya ve ABD arasındaki gerilimler de günümüzün önemli olayları arasında yer almaktadır. Ukrayna Krizi, Suriye’deki Rusya müdahalesi ve Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri varlığı bu gerilimleri artırdı.
Uluslararası Terörizm
Uluslararası terörizm, modern tarihte önemli bir yer tutar. Terörizm, sivillere yönelik şiddet eylemleridir. 11 Eylül saldırıları, dünya tarihindeki en büyük terör saldırılarından biriydi. 19 teröristin kaçırdığı dört uçak, Amerika Birleşik Devletleri’nin sembolik yapılarına çarptı. Bu saldırılar sonucunda 2.996 kişi hayatını kaybetti.
Şu anda dünyanın birçok yerinde terör örgütleri bulunmaktadır. IŞİD, son yıllarda dünya genelinde en çok ses getiren örgütlerden biridir. Bu örgüt, Suriye ve Irak gibi ülkelerde kontrol sağlamaya çalışarak, sivillere ve diğer gruplara yönelik şiddet eylemleri gerçekleştirdi.
Birçok ülke, terörizmle mücadele etmek için farklı yöntemler kullanmaktadır. Örneğin, Amerikan askeri, terörist liderlerini hedef almak için insansız hava aracı saldırıları düzenlemekte ve bu liderleri öldürmeye çalışmaktadır. Ayrıca, birçok ülke, terörizmle mücadele için bir araya gelmiş ve uluslararası anlaşmalar imzalamıştır.
- Terörizm, dünya genelinde birçok ülkeye zarar vermektedir.
- 11 Eylül saldırıları, tarihteki en büyük terör saldırılarından biridir.
- IŞİD, son yıllarda dünya genelinde en çok ses getiren terör örgütlerinden biridir.
- Terörizmle mücadele etmek için birçok ülke farklı yöntemler kullanmaktadır.
Ortadoğu’daki Çatışmalar
Ortadoğu, son yıllarda çeşitli çatışmalara ve savaşlara sahne oldu. Suriye İç Savaşı, ülkenin başkenti Şam’da hükümet güçleri ve muhalif güçler arasında çıkan protestoların ardından başlamıştır. 10 yıldan uzun bir süredir devam eden savaş, ülkenin dört bir yanında ölümlere ve yıkıma neden oldu.
Irak Savaşı, ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin, Saddam Hüseyin yönetimini devirmek amacıyla 2003 yılında Irak’a müdahalesiyle başladı. Savaş, Irak’taki diktatörlük rejiminin devrilmesiyle sonuçlandı, ancak ülkede sonraki yıllarda şiddetli çatışmalar ve terör eylemleri yaşandı.
İran’ın nükleer programı ise uluslararası alanda tartışmalara neden oldu. İran, nükleer programını barışçıl amaçlar için kullandığını iddia ederken, Batı ülkeleri ve İsrail, İran’ın nükleer silah geliştirdiği endişesi taşıyor.
İsrail-Filistin çatışması ise yıllardır devam eden bir çekişme. İsrail, 1948’de kurulan bir devlet olarak Filistin topraklarında varlık gösterirken, Filistinliler de bu toprakları kendi bağımsız devletleri olarak talep ediyorlar. Bölgede sık sık şiddet olayları yaşanıyor ve uluslararası toplum çözüm arayışlarında bulunuyor.
Rusya ve ABD Arasındaki Gerilimler
Ukrayna Krizi, Rusya ve ABD arasındaki en önemli gerilimlerden biridir. Ukrayna, Rusya’nın kontrol altına almak istediği bir ülke oldu. Rusya tarafından fiili işgal ile sonuçlanan bu olay, ABD ile Rusya arasında ciddi bir krize yol açtı. Sonrasında Suriye’deki iç savaş, Rusya müdahalesiyle bir kez daha gerilimleri tırmandırdı. Rusya, Suriye’deki müdahalesiyle Amerika Birleşik Devletleri’ni de karşısına aldı. Sonuç olarak, ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı Rusya ve ABD arasında önemli bir gerilime yol açtı. Bu gerilimler, günümüzde hala devam ediyor.